Son iki gündür ekrana bakıp altın fiyatındaki o göğe fırlayan K grafiğini görünce duygularım karıştı. Pozisyonda olan abiler grupta deli gibi kazanç ekran görüntüleriyle hava atıyor, treni kaçıran acemi yatırımcılar ise yerinde tepiniyor—"Şimdi girsem hâlâ kazanç var mı?" Bu soruyu günde sekiz yüz kere görüyorum.

Yıllardır piyasadayım, ne zaman böyle ani yükselişler olsa daha da temkinli oluyorum. Geceleri yarım asırlık piyasa verilerini didik didik ettim, sonunda değişmeyen bir kuralı gördüm: Altın ne zaman uçuşa geçse, arka planda hep "kriz" var. Boğa piyasası gökten zembille inmiyor, her zaman panik dalgasıyla yükseliyor.

Hâlâ olayın farkında olmayanlara bir gerçeği açıklayayım.

1971’den 1980’e kadar olan o dönem tam derslik bir örnek; altın fiyatı doğrudan 20 katına çıktı. Birçok kişi sadece yükselişe bakıp ağzı sulanıyor ama 1974’te neredeyse küresel finans sistemi çöküyordu—ABD ve Avrupa’da ekonomi darmadağın, döviz piyasaları karmakarışık, herkes can havliyle altın stokluyor, fiyat da roket gibi fırlıyor.

2001’de başlayan o boğa piyasasına da bakın; ilk yedi yıl yavaş yavaş yükseldi, kimse umursamadı, 2008’de bir anda mortgage krizi patladı, küresel finans sistemi neredeyse durdu. Altın bir anda çıldırdı, bir yılda %40’tan fazla arttı, "güvenli liman" unvanını tamamen perçinledi.

Tabii şimdi bazıları soracak: Kriz nerede? Altın fiyatı neden hâlâ yükseliyor?

Kritik nokta şu—piyasa krizin gerçekten patlamasını beklemez, akıllı para her zaman önceden pozisyon alır. Şu anki en büyük risk noktası doların gidişatı.

Son dönemde dolar endeksindeki dalgalanma, bana 1971’de Bretton Woods sisteminin çöküşünden önceki havayı hatırlatıyor. Kulağa biraz abartılı gelebilir ama veriler ortada.