Yapay zeka ( AI ), tarihsel olarak demiryolu, elektrik ve internetin büyük dönüşümleriyle karşılaştırılabilecek yeni bir teknolojik devrime öncülük ediyor. Ancak, yapay zekanın ilerlemesi yalnızca karmaşık algoritmalara ve gelişmiş modellere bağlı değildir, aynı zamanda güçlü sermaye desteği ve eksiksiz altyapı inşaatı gerekmektedir.

Raporlara göre, küresel teknoloji devleri önümüzdeki yıllarda AI alanına büyük ölçekli yatırımlar yapmayı planlıyor. 2027 yılına kadar, Amazon ve Google gibi dev şirketlerin AI'ya 1 trilyon dolara kadar yatırım yapması bekleniyor. Sadece 2024 yılında, bu şirketlerin AI alanındaki günlük sermaye harcamalarının yaklaşık 800 milyon dolara ulaşması öngörülüyor.

Ancak, yapay zekanın hızlı gelişimi bir dizi zorluğu da beraberinde getirdi. Goldman Sachs'ın bir araştırma raporu, yapay zeka çağında karşılaşılan üç ana çelişkiyi vurgulamıştır:

Öncelikle, AI'nın getirdiği hesaplama gücü talebinin %160 oranında artması bekleniyor, ancak mevcut elektrik şebekesi altyapısı eski bir durumdadır, özellikle Amerika Birleşik Devletleri 10.4GW'lik bir elektrik açığıyla karşı karşıyadır.

İkincisi, AI endüstrisinin trilyonlarca dolarlık bir yatırıma ihtiyacı var, ancak geleneksel finansman modelleri bu kadar büyük finansman ihtiyacını karşılamakta zorlanıyor. Bu, yatırımcıların gayrimenkul yatırım ortaklıkları (REITs) ve kamu varlık fonları gibi yeni finansman kanallarına yönelmesine neden oldu.

Üçüncüsü, küresel AI gelişim yapısı dengesiz bir durum sergiliyor. Çin, yeşil enerji ve ultra yüksek voltaj iletim teknolojisinde avantaj sağlıyor ve dünya genelinde ilgili kapasitenin %65'ine sahip. Bu arada, ABD'nin çip ihracatına getirdiği kısıtlamalar, küresel ölçekte bir hesap gücü kara pazarının doğmasına yol açabilir.

Bunun yanı sıra, AI altyapı inşasının maliyeti de göz kamaştırıcı. 250MW kapasiteli bir AI veri merkezinin toplam maliyeti yaklaşık 12 milyar dolar olup, GPU gibi iç donanımlara yapılan yatırımlar fiziksel bina maliyetinin 3-4 katıdır.

Geleceğe bakıldığında, 2030 yılına kadar dünya genelindeki veri merkezlerinin elektrik talebinin %160 artması bekleniyor. Ancak mevcut elektrik şebekesi altyapısı bu talebi karşılamakta yetersiz kalıyor, bu da AI gelişimi yolundaki en acil darboğazlardan biri haline geliyor.

Genel olarak, AI'nın gelişimi küresel teknoloji ve ekonomi manzarasını yeniden şekillendiriyor. Bu, sadece büyük yatırım fırsatları sunmakla kalmıyor, aynı zamanda enerji, altyapı ve uluslararası iş birliği konusunda yeni zorluklar getiriyor. Gelişme ile sürdürülebilirlik arasında nasıl bir denge kurulacağı ve uluslararası rekabet içinde iş birliği nasıl sağlanacağı, önümüzdeki yıllarda küresel teknoloji camiası ve politika yapıcıların birlikte karşılaşması gereken önemli konular olacaktır.